Alfre Ette Woodard, 8 Kasım 1952 tarihinde Tulsa, Oklahoma'da işçi sınıfı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Lise yıllarında drama kulübüne katılarak oyunculuğa adım atan Woodard, Boston Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde oyunculuk eğitimi alarak yeteneğini akademik düzeyde geliştirmiştir. Kariyerine tiyatro sahnelerinde başlayan ve "For Colored Girls Who Have Considered Suicide / When the Rainbow Is Enuf" oyunundaki performansıyla dikkat çeken sanatçı, sinemadaki ilk önemli çıkışını Robert Altman'ın "Remember My Name" (1978) filmiyle yapmıştır.
Woodard'ın kariyerindeki ilk büyük dönüm noktası, 1983 yapımı biyografik film "Cross Creek"teki performansıyla geldi. Bu filmdeki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Akademi Ödülü'ne (Oscar) aday gösterildi ve Hollywood'da ciddi bir yetenek olarak kabul gördü. Aynı yıl "Hill Street Blues" dizisindeki performansıyla ilk Primetime Emmy Ödülü'nü kazanarak hem sinemada hem de televizyonda etkili bir güç olduğunu kanıtladı. 1980'ler ve 90'lar boyunca "L.A. Law", "The Practice" ve "Miss Evers' Boys" gibi yapımlardaki rolleriyle üç Emmy ödülü daha kazanarak televizyon tarihinin en saygın oyuncularından biri haline geldi. "Miss Evers' Boys" (1997) filmindeki hemşire Eunice Evers rolü ona ayrıca bir Altın Küre Ödülü de kazandırdı.
Sinemada çok yönlü bir karakter oyuncusu olarak tanınan Woodard, dramdan bilimkurguya kadar geniş bir yelpazede rol aldı. Spike Lee'nin yönettiği "Crooklyn" (1994) filmindeki anne rolüyle eleştirmenlerin beğenisini toplarken, "Star Trek: First Contact" (1996) filminde Lily Sloane karakterini canlandırarak bilimkurgu hayranlarının da hafızasına kazındı. Ayrıca "Passion Fish" (1992), "Primal Fear" (1996) ve "Love & Basketball" (2000) gibi önemli yapımlarda yer aldı.
2000'li yıllarda ve sonrasında da üretkenliğini sürdüren usta oyuncu, "Desperate Housewives", "True Blood" ve "State of Affairs" gibi dizilerde boy gösterdi. Steve McQueen'in Oscar ödüllü "12 Yıllık Esaret" (12 Years a Slave) (2013) filminde kısa ama unutulmaz bir performans sergiledi. Yeni nesil izleyiciler tarafından tanınmasını sağlayan en önemli rollerinden biri ise, Marvel Sinematik Evreni'nin Netflix dizisi "Luke Cage"de (2016-2018) canlandırdığı karmaşık ve manipülatif kötü karakter Mariah Dillard (Black Mariah) oldu. Bu rol, onun villain (kötü karakter) rollerindeki ustalığını gözler önüne serdi.
Kariyerinin son döneminde bağımsız sinemada zirveye çıkan Woodard, 2019 yapımı "Clemency" filminde canlandırdığı, idam mahkumlarıyla ilgilenen hapishane müdürü Bernadine Williams rolüyle kariyerinin en iyi performanslarından birini sergiledi ve BAFTA'ya aday gösterildi. Aynı yıl Disney'in fotorealistik "Aslan Kral" (The Lion King) filminde Sarabi karakterini seslendirdi. Apple TV+ dizisi "See"de Jason Momoa ile birlikte Paris karakterine hayat veren Woodard, oyunculuğunun yanı sıra "Artists for a New South Africa" adlı kâr amacı gütmeyen organizasyonun kurucularından biri olarak aktif bir siyasi aktivist kimliğine de sahiptir.